DERSİM SOYKIRIMI VE ALEVİLER.

-Hasan Subaşı-

” Ben sizin yalan ve hilelerinizle baş edemedim, bu bana dert oldu.

Ama ben de sizin önünüzde diz çökmedim, bu da size dert olsun!

Sayit Rıza.

Her katliamda olduğu gibi Dersim’de soykırımı yaparkende yine o bilinen ” vatanı, milleti, devleti koruma” yalanının arkasına gizlendiler. Çocuklarımız, kadınlarımız, pirlerimizi ve onbinlerce masum canımızı kokuşmuş olan bu bayağı yalanlarını gerçekmiş gibi göstererek katlettiler.

Katliamcıların iddia ettikleri gibi Dersim’de devlete karşı isyan olarak görülebilecek düzeyde bir başkaldır olmamıştır. Zalimin zulmü Dersim’i kavururken insanlarımız kendilerin savunmanın dışında hiçbir şey yapmamışlardır. Gösterilen direnç mazlum ve savunmasız olan canlarımızın canına kastedip, namusuna el uzatanlardan hesap sormanın ötesinde birşey değildir. İsyan dedikleri budur.

Dersim halkına hem inançsal hem de etnik kimliğinden vazgeçmesi ve teslim olması için zulüm yapıldı. Yeryüzündeki hiçbir halk böyle bir dayatmayı kabul etmez. İnancını, kimliğini, kültürünü, kişiliğini ve onurunu korumak için bedel ödemeyi göze alarak ölümüne direnir. Dersim halkının yaptığıda budur!

Dersim halkına böylesi bir iğrenç kimliksizleşmeyi ve dolayısıyla kişiliksizleşmeyi dayatan zalimler kadınlarımıza, kızlarımıza, gelinlerimize tecavüz etmektende geri durmadılar. Gayri insanı ne varsa bunların hepsini Dersim halkına reva gördüler. Tecavüzcu canavarların eline düşmemek için binlerce genç kızımızın ve kandınımızın kendilerini Munzur’un çoşkun akan sularına atarak intihar ettikleri ağıtlarımıza bile geçmiştir. Ağıtlarımızda ana sütü emen bebelerimizin son gülüşlerinin süngü uçlarında nasıl dona kaldığıda dile getirilmektedir. Dersim halkının insanlık dışı bu ahlaksızlıklara, baskı ve zulme karşı direnç göstermesi gayat doğaldır.

İhsan Sabrı Çağlayangil ” Hatıratım” adlı kitabında, Dersim’de yapılan zalimlikleri şu sözlerle dile getiriyor:

” Ordu mağaralara iltica eden Dersimlileri fareler gibi zahirleyerek öldürdü.”

Bu gayri insanı zalimliklerin Hitler’in insanları gaz odalarına kapatarak katletmesinden ne farkı var? Özünde hiçbir farkı yoktur!

Seyit Rıza Gerçekleri Dile Getirmekten İdam Sahpasında da Vazgeçmedi!

”… Sen Ankara’dan beni asmak için mi geldin? Bakıştık. İlk kez idam edilecek bir insanla yüzyüze geliyordum. Bana güldü. Savcı, namaz kılıp kılmayacağını sordu. İstemedi. Son sözünü sorduk. ” Kırk liram ve saatım var, oğluma verin dedi. Sayit Rıza’yı meydana çıkardık. Hava soğuktu ve etrafta kimse yoktu. Ama Sayit Rıza, meydan insan doluymuş gibi sessizliğe ve boşluğa hitap etti. ” Evlad – ı Kerbelayız… Bi hatayız… Ayıptır… Zulümdür… Cinayattir…” dedi. Benim tüylerim diken diken oldu. Bu yaşlı adam, rap rap yürüdü. Çingeneyi itip ipi boynuna geçirdi. Sandalyeye ayağıyla tekme vurdu, infazı gerçekleştirdi.”

( Kaynak: İsan Sabrı Çağlayangil’in Hatıratım Kitabı.)

Sayit Rıza, ölümsüzlüğe doğru yolculuğa çıkarken yaptığı bu kısa konuşmada Dersim’de yaşananları çok net bir şekilde ortaya koyarak tarihe not düşmüştür.

Dersim Soykırım Yapan Zalimleri Savunmak Hiçbir Açıdan Alevilikle Bağdaşmaz!

Aleviler, Dersim halkını kıran zalimlere hiçbir şey adına hoşgörüyle bakmamalıdırlar. Kerbela’da, Maraş’ta, Çorum’da, Sivas ve Gazi’de Alevileri katledenleri laneteyip, ama söz konusu Dersim katliamı olduğunda suskun kalmak veya zalimlere hak veremek hiçbir açıdan Alevilikle bağdaşan bir tavır olmaz. Dersim’de kutsal ocaklarımız, ziyaretlerimiz yakılıp yıkılmıştır. Pirlerimiz idam edilerek, canlarımız zorla yerinden yurdundan koparılıp sürgüne gönderlmiştir. Dersim halkına karşı vahşi bir soykırmı yapılmıştır. Bu gerçek artık her yönüyle ortaya çıkmıştır. Buna rağmen halen daha katliamcıları savunan Aleviler var.

Zalim düşman Alevilere karşı yalınızca kitlesel katliamlar yapmakla kalmadı. Gerçekleştirdiği onlarca toplu katliamın yanı sıra beyinlerimize ve yüreklerimizede yöneldi. Türklüğü, Kemalizimi ve laikliği ideolojik silah olarak kullanıp, bu asimilasyon silahıyla beyinlerimizde ve yüreklerimizde de bir katliam yaptı. Bu beyaz katliamla, Alevileri ideolojik olarak zehirledi. Bazı Alevi kesimlerinin Türklük, Atatürkçülük ve laiklik adıan Dersim katlimını savunmaları kesinlikle bu asimilasyon katliamının ve ideolojik zehirlenmenin üründür. Onbinlerce canımız katleden zalimleri savunman bizce başka bir izahı yoktur, olamaz!

Leave a comment